Dostum Karamel
7,5 yıl kadar öncesine dayanıyor aslında arkadaşlığımız. Küçücük bir kutu içinde Bursa Büyük Sanayi Bölgesi’nde doğum yapan ve yolları barınak olan köpeklerden biriydi Karamel. Daha 50 gün bile olmamıştı doğalı. İstanbul Bilgi Üniversitesi 1. Sınıfta öğrenciyken bir anda çocuğum olmuştu. Aman ne sidikli ne ağlaktı. Okula gitmeyip Karamel’le zaman geçirmeye başlayınca buna bir son vermem gerektiğini düşünüp okulda tüm hocalarımla konuştum. Hiç ayrılmayalım, kızım hep yanımda olsun istedim. Hocalarım da bu işe onay verince birlikte okula gitmeye başladık. Kampüsüm Santral İstanbul olunca Karamel de bu duruma çok mutlu oldu tabii. Tasma kullanmadan yanımda yürümesini öğrettim. O günden bu güne hiç ayrılmadı yanımdan. Konserler, restoranlar, parklar derken birlikte sosyalleştik. Birlikte gezmeye başladık İstanbul’u. 3 yılın sonunda da mezun olduk üniversiteden. İstanbul Şehir Tiyatro’sunda gönüllü olarak “Para” isimli oyunda asistanlık yaparken Karamel’i yanımda nasıl getirebilirimin yollarını ararken oyunda bir köpek sahnesi olduğunu farkedip yönetmenimizle konuştum. Getir de görelim o halde deyince mutluluktan havalara uçtum. Sonraki gün Karamel yönetmenimize pati verince rolü kapmış oldu. Yine yanyanaydık ve çok mutluyduk. Görevimiz sona erince de Karamel’ le Türkiye’ yi gezmeye karar verdim. Hem hiç yalnız hissetmiyordum hem de yanımda bu tatlı çocuk olunca insanlarla sohbet edip tanışmak daha kolay oluyor, gittiğim her yerden daha çok zevk alıyordum. Bodrum,Kaş, Bursa, Çanakkale, Edirne, Balıkesir, İzmir… Atladık arabamıza şarkılar söyleye söyleye gezdik ülkemizin güzel şehirlerini ve beldelerini.. Yolda bir sürü güzel insanla tanıştık. Konaklama konusunda da köpek kabul eden otelleri tercih edip bol laylaylı geziler yaptık. (Laylayın bizdeki anlamı : Şirinler hani laylay diye geziyor ya biz de bazen öyle seke seke laylay yapıyoruz. Anlamı buradan geliyor 🙂 )
Sonrasında yurtdışında gezmeye karar verdim. Tek başıma çıktığım bir çok rotada keşke Karamel’de yanımda olsaydı dedim. 2 yıl içinde 3 kıtada 20 ye yakın ülke görme şansım oldu. Hep bir tarafım Karamel’le kalsa da gezmenin keyfini iyice almştım. Annem aslında iyi bakıyordu Karamel’e. Hatta bazen arkadaşlarımdan da destek alıyordum. Bu sürecin sonrasında uzun süreli Güney Afrika’ya gitmeye karar verdim. Peki, Karamelsiz ben nasıl yapacaktım? Sanmayın ki Karamel’i düşünüyorum. Aslında tek derdim kendimim. Üzüldüğümde ona sarılsam, ülkemiz özlediğimde onunla Türkçe konuşsam ne güze olurdu. Eminim annem en iyi şekilde bakardı kızıma ama o benimle gelmezse kesinlikle gitmek istemiyordum. Karamel’i yanımda getirmek için nasıl bir yol izleyeceğimi öğrenmem gerekiyordu. Tarım ve Köy işlerine soru sormak için gittiğimde Güney Afrika’ya köpeğinizle gideceksini doğru mu anladım ben diye bir tepkiyle karşılaştım tabii. İnsanlar ya Amerika ya da Avrupa ülkelerine seyahat ediyorlardı. Ve işin sonunda neyi öğrendim dersiniz? Şimdiye kadar hiçbir köpek İstanbul’dan Güney Afrika’ya gitmemiş. Yani benim Karamel’im ilk olacak! Keşke süreçte bu kadar rahat olabilseydi. Türkiye ve Güney Afrika ayrı ayrı prosedür uyguluyor ve kendi kurallarına göre sürecin ilerlemesini istiyorlardı. 3 aya yakın tüm testleriydi, gümrük işleriydi (yolcu beraberinde ülke kabul etmediği için gümrükten canlı hayvan olarak kargo yaptırmam gerekiyordu) derken beklediğim rakamın 6 katı gibi bir ödeme yapmam gerekiyordu. Neyim var neyim yoksa benim canım arkadaşımındı zaten. Yeter ki sağlıkla kavuşalım Güney Afrika’ya, tek istediğim buydu. Aynı uçakta uçacak olmamıza rağmen Karamel’i 12 saat kadar öncesinde gümrüğe teslim etmem gerekiyordu. Biletimiz hafta sonunda olduğu için gümrük kapanmadan Karamel’i aldılar. Ben tabii salya sümük. Gümrükteki insanlar yanıma gelip herşeyin güzel olacağını ve ona en iyi şartlarda bakacaklarının sözünü verdiler bana. Üzerime kapıyı kapatıp benim canım arkadaşımı aldılar. Akşamında uçağa binince dayanamadım. Uçağa yükleme yapan birilerini bulup Karamel’i sordum. İyi mi? Gördünüz mü kızımı? Valizleri yükleyen adamların şefi yanımda gelip telefonunu çıkardı ve bu köpek mi sizin ki dedi. Bir baktım benim uslu kızım. Şef yüklediği her hayvanın fotoğrafını çekiyormuş. Güney Afrika’ya giden ilk köpek olunca da hatırası olsun istemiş 🙂 Karamel V.I.P’de ben ekonomide Güney Afrika’ya kadar uçtuk. Her türbülansta dua ettim korkmasın diye, gözlerimi kapatıp önümüzde güzel günlerin hayalini kurdum. Böylece aylarca hayalini kurduğum macera başlamış oldu! Ben ve kızım Karamel
Not: Uçak yolculuklarında sakinleştirici gibi ilaçlar vermenin iyi olmadığını söylediği için doktorumuz Karamel hiçbir ilaç almadı.